Biyografi

sezai karakoç çocukluk

Doğum tarihi resmi kayıtlarda 22 Ocak 1933 olarak görülen Sezai Karakoç, annesi Emine Hanım’ın deyişiyle "gülan ayında", Mayıs ayında Diyarbakır’ın Ergani İlçesinde doğdu. Annesi Emine Hanım 1957 Yılında 52 yaşında İstanbul’da, babası Yasin Efendi 1963 Yılında 74 yaşında Ergani’de vefat etti.

İlkokulu Ergani’de bitiren Sezai Karakoç, ortaokulu Kahramanmaraş’ta, liseyi Gaziantep’te parasız yatılı okudu. Gaziantep Lisesi'ni 1950'de bitirdi. Burslu olarak girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nden 1955'te mezun oldu.

sezai karakoç gençlik

1956 yılında girdiği Maliye Bakanlığında, Maliye müfettiş yardımcılığı ve gelirler kontrolörlüğü görevlerinde çalıştı. Bu dönemde, görevi icabı Anadolu’nun muhtelif yerlerinde bulundu. Haziran 1960’ta Ankara Yedeksubay Okulu’nda başlayan askerlik görevini, Aralık 1961’de Ağrı’da (Karaköse) tamamladıktan sonra Maliye Bakanlığındaki görevine geri döndü. Kendisini “fikir ve ideal çalışmasına bütünüyle vermek” için Temmuz 1965’de bu görevinden istifa eden, şartlar gereği 1971 yılında tekrar Maliye Bakanlığında çalışmaya başlayan Sezai Karakoç, 1974 yılında bir daha dönmemek üzere memuriyetten ayrıldı.

Diriliş Dergisi’nden önce ve derginin yayınına ara verdiği dönemlerde, A Dergisi, Akpınar, Büyük Doğu, Düşünen Adam, Hilal, Hisar, İslâm Düşüncesi, Mülkiye, Papirüs, Pazar Postası, Soyut, Şiir Sanatı, Türk Dili, Türk Yurdu gibi dergilerde deneme ve şiirleri; Babıalide Sabah, Milli Gazete ve Yeni İstanbul gazetesinde fıkra yazıları yayımlandı.

diriliş dergisi

1960 yılında Diriliş Dergisi’nin ilk sayısını çıkardı. Gazete formatında da yayımlanan Diriliş Dergisi’nin yayımını aralıklı olarak 1992 yılına kadar sürdürdü.

Dergide İslam klasiklerinden, çağdaş İslam düşünür ve edebiyatçıların eserlerinden çevirilere yer verildi. Bunun yanı sıra Batı klasiklerinden ve çağdaş Batı edebiyatı ve düşüncesinden birçok metnin tercümesi yayımlandı. Dergi, kendi ifadesiyle ‘’özgün bir sentezle genç yetenekleri yoğuruyor’’, Diriliş Neslinin yetişmesinde okul işlevi görüyordu.

diriliş partisi programı

26 Mart 1990’da, amblemi ‘’güller açmış gül ağacı’’, amacı ‘’hakikat, adalet, fazilet’’ olan Diriliş Partisi'ni kurdu. Temmuz 1997’de, iki seçim üst üste seçime katılmadığı gerekçesiyle, Anayasa Mahkemesi tarafından beşe karşı altı oyla kapatılmasına karar verildi.

16 Nisan 2007’den itibaren, ismini Yüce Diriliş Partisi koyduğu, amblemini “dolunay, güller açmış gül ağacı ve yol” olarak belirlediği ve yine genel başkanlığını yürüttüğü parti ile siyasi faaliyetlerini de ömrünün sonuna kadar sürdürdü.

sezai karakoç vefatı

Yaşamı ve eserleri ile yaptığı katkıları nedeniyle, kendisine, değişik kurumlar tarafından birçok ödül ve fahri doktora verildi.

Sadece İslam Milletinin değil, tüm İnsanlığın Dirilişi için yaşamı boyunca mücadele vermiş, özgünlüğünü ve bağımsızlığını korumuş, şiir, deneme, hikâye, piyes, fıkra, inceleme ve düşünce yazıları, çeviri metinleriyle pek çok türde eser kaleme almış, günümüz insanına ve gelecek nesillere büyük bir manevi miras bırakmıştır.

“Doğduğum güne, öldüğüm güne, yeniden dirileceğim güne selâm, esenlik olsun!”
Meryem Sûresi 33. Âyet-i Kerîme

DOĞUMA, ÖLÜME VE DİRİLİŞE SELAM

"Doğduğum güne, öldüğüm güne, yeniden dirileceğim güne selâm, esenlik olsun'' diyor İsa Peygamber. Yahya Peygamber hakkında da aynı dilek, ilâhî kelâm olarak zikredilmiştir.

Peygamberin dileği, bir duadır. Görünüşte kendisi hakkındadır. Ama gerçekte, peygamber, nefsinden önce insanları düşüneceğine göre, dilek ve dua, inananlar içindir, hepimiz içindir.

İnsanın doğumuna selâm olsun demek, ona iyi bir kader dilemektir.

Ölümüne selâm olmasını dilemek de, bu dünyadan mes'ut gitmesini istemek demektir.

İnsanın yeniden dirilişinin iyiliği de, öteki dünyada Allah'ın mükâfatına kavuşması demektir. Öyleyse, doğumumuz, ölümümüz ve yeniden dirilişimizin iyi olmasını Tanrı'dan dileyebilmek için, iyiye yönelmek, kötülükten şiddetle kaçınmak zorundayız.

Bir de, daha ledünni bir anlam vardır bu ayetlerin selâm hitabında.

İnsanın asıl doğumu, fizik doğumu değil, Allah'ı bildiği, onun varlığına ve birliğine inandığı, Allah'la olduğu, ilahi güzellikte yıkanıp gönülce tertemiz olduğu zamandır.

Ve ölüm, asıl ölüm de fizik ölümümüz değil, ölmeden önce ölme denen ilâhi sevgide yokluğa erme, kendi varlığını Allah'ın varlığı önünde silme demek olan ölümdür. Tanrı'nın kutladığı ölüm, asıl bu ölümdür.

İlâhi bağışların en güzeli olan selâmın üzerine serpildiği gerçekliğimiz, yeniden dirilişimizdir. Kıyametten sonra olacak olan bu kalkıp hesap verişte de, asıl diriliş, Tanrı'nın güzelliğini müşahede talihine ermektir.

Tanrı, insanın bu gerçek doğum, ölüm ve dirilişine selâm etmekte, esenlikler dilemektedir. Tanrı'nın dileğine uyma, mü'minin en büyük görevi.

Evet, dileriz, insanoğluna kutlu doğumlar, ölümler ve dirilişler olsun!

Ve dileriz ki, herkes, hem kendisi, hem tüm insanlık için, iyi, kutlu doğumlar, ölümler ve dirilişler dilesin.

Sezai Karakoç / Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi III